İstanbul’un kalabalık caddelerinden biri…
Geliş gidiş iki şeritte de yoğun bir trafik var.
Bir de bu caddeye girmek için sırada bekleyen arabalar.
Arabaların arkasında da bir yolcu minibüsü…
İşte bendeniz de o minibüsün içindeyim.
Neden içindeyim?
Ne yapıyorum?
Nereye gidiyorum?
Bunların hiçbir önemi yok.
Önümüzde bir lamba var sadece ve birazdan yeşil ışık yanacak biz de karşı caddeye geçip yolumuza devam edeceğiz.
Sözü uzatmaya gerek yok, uzun bir bekleyişin ardından yeşil ışık yanıyor ve minibüs öndeki arabalarla birlikte hareketleniyor. Fakat daha karşı şeride varamadan araba yoğunluğundan dolayı diğer taraftan gelen arabaların önünde duvar gibi kalakalıyor. İlerleyemiyor çünkü önünde trafik var, geri dönmesi de mümkün görünmüyor. Diğer şeride yeşil yandığı halde minibüsten dolayı geçemiyor adamlar.
Ardından korna sesleri başlıyor. Çok geçmeden bir siren sesi ve polis anonsu geliyor.
Geliş gidiş iki şeritte de yoğun bir trafik var.
Bir de bu caddeye girmek için sırada bekleyen arabalar.
Arabaların arkasında da bir yolcu minibüsü…
İşte bendeniz de o minibüsün içindeyim.
Neden içindeyim?
Ne yapıyorum?
Nereye gidiyorum?
Bunların hiçbir önemi yok.
Önümüzde bir lamba var sadece ve birazdan yeşil ışık yanacak biz de karşı caddeye geçip yolumuza devam edeceğiz.
Sözü uzatmaya gerek yok, uzun bir bekleyişin ardından yeşil ışık yanıyor ve minibüs öndeki arabalarla birlikte hareketleniyor. Fakat daha karşı şeride varamadan araba yoğunluğundan dolayı diğer taraftan gelen arabaların önünde duvar gibi kalakalıyor. İlerleyemiyor çünkü önünde trafik var, geri dönmesi de mümkün görünmüyor. Diğer şeride yeşil yandığı halde minibüsten dolayı geçemiyor adamlar.
Ardından korna sesleri başlıyor. Çok geçmeden bir siren sesi ve polis anonsu geliyor.
“Minibüs! Ne işin var orada minibüs?!”
Minibüs şoförü anlaşılan duygusal bir adam içerliyor polisin
bu anonsuna.
“Minibüs, hemen minibüs! Sanki başka araba yok. Günah
keçisiyiz ya. Hemen minibüs tabi!”
Yolculardan bir kaçı da ortak oluyorlar onun bu sitemine.
“Senin ne suçun var abi, trafik ilerlemiyor.”
“Bu kadar kısa ışık olur mu?”
“Beklesinler, herkes özel arabasına binmeyi biliyor.”
“Bu kadar kısa ışık olur mu?”
“Beklesinler, herkes özel arabasına binmeyi biliyor.”
Sanki söz sırası bana gelmiş gibi bakıyorum, bir şeyler
söylemem lazım.
“Şimdi minibüsün içindeyiz ya sana hak veriyoruz kaptan, ama
dışında olsak kesin biz de küfrederdik.”
Diyemedim tabi. Kafamın içinden gelip geçti sadece.